Sayfalar

16 Aralık 2010

İskambil Kağıtlarının Esrarı-Jostein Gaarder (Arşiv)

"Elliiki kart, elliiki haftaya eşittir. Bu da 364 gün eder. Sonra herbiri yirmisekiz günden onüç ay var, bu da 364 ediyor. İki hesapta da bir gün artıyor.
"Joker yani " dedim.

"Doğru yahu."

The Doors - Cem Şeftalicioğlu (Arşiv)

ve bir gece
aydınlık bir gece
yalancı ışıklarla aydınlatılmış karanlık bir gece
gecenin kapısı güne açılırken
yalancı ışıklar gerçek ışık karşısında erirken
bazıları daha yeni başlamışken rüyaya
benim rüyam kapıdan girince başladı






Jim Morrison ve The Doors

24 Kasım 2010

Rolling Stones - Bridges To Babylon (Arşiv 1998)

Türkiye'nin müzik gündemine bu albüm ile bomba gibi düştüler. TV lerde hemen her müzik programında bu albümde yer alan parçaların klipleri yayınlandı. Albümdeki bir parçanın nakarat bölümü ise herkesin dilinde idi.
"Anybody Seen My Baby ?"

2 Kasım 2010

Zapatistalar ve Yardımcı Kumandan Marcos


 17 Kasım 1983'te Meksika'da bir ordu kuruldu: ELZN(Zapatista Ulusal Bağımsızlık Ordusu). 1910 Meksika Devrimi'nin en ateşli liderlerinden Emiliano Zapata'nın adını ve özgürlük idealini kendine uygun gören bu ordu, 1994'te Chiapas, San Cristobal'deki askeri tesislere saldırarak Meksika hükümetiyle resmen savaşa girdi.



29 Ekim 2010

Kaybedenlerin Öyküsü (RockNRoman Dörtlüsü) Hikmet Temel Akarsu (Arşiv)

"Yitik kişiliğini kovalıyorsun. Kendi kendinle hesaplaşmak istiyorsun. Masum ruhunu yeniden aramak için lodos zamanı buralara geliyorsun. Hayat karşısında tutunamadın. Yenildin. Yükselen trendlerin hiçbirinde yer alamadın. Bütün vagonlar doluydu. Birkaç tanesine binmek için hamle ettin. Tekmeyle aşağı attılar seni. Mücadele etmek gerekirdi. Sen ise bunu sevmezdin. Tiksinirdin bundan. Mücadele ederek birşeylere ulaşmak bayağılaşmanın öbür adıydı senin için. Kapitalist ruh, rekabetçi insani azimkar kişilikler, ihtiras... Bunlar seni sadece korkutmuyordu. Daha çok iğrendiriyordu. Hayatta kalabilmek için başkalarının üzerine basmak zorunda olduğunu bilmek seni bitiriyordu. Ama yaşamı sürdürmenin yolu bu olmuştu artık. Ve sen buna aykırı filozofiler imal etme hakkına sahip değildin."

29 Eylül 2010

Momo-Michael Ende

"O günlerde uzun bir yolculuğa çıkmıştım. (Hala da yoldayım). Bir gece kompartımana garip bir yolcu geldi. Öyle tuhaftı ki, yaşını bile tahmin etmem olanaksızdı. Önce karşımda yaşlı bir dede oturuyor sandım. Sonra bir de baktım aldanmışım, yolcu bu defa çok genç görünüyordu. Sonra tekrar bu görünüşün de yanlış olduğu kanısına vardım. Her neyse, yol arkadaşım gece yolculuğu boyunca bana bu hikayeleri anlattı durdu.Bitirdiği zaman ikimiz de bir süre sustuk.

Sonra bu garip yolcu, bir cümle daha söyledi. Onu okurlarıma aynen aktarıyorum. Dedi ki: "Ben size bunları olup bitmiş gibi anlattım. Oysa gelecekte olacakmış gibi de anlatabilirdim. Benim için ikisi arasında bir ayrım yok."Herhalde sonraki ilk istasyonda inmiş olmalı. Çünkü bir süre geçince kompartımanda yanlız olduğumu farkettim. Ne yazık ki bu hikayeyi anlatanı o günden sonra bir daha hiç görmedim.Ama bir gün gene kısmet olur da karşılaşırsak, ona çok şey sormak isterim."



Momo'da zaman kavramı sorgulanıyor. Hikayeler yeri ve zamanı belli olmayan fonda geçtiğinden özellikle günümüz çağdaş (!) yaşamı gözönüne alındığında çarpıcı mesajlar veriyor.



İpucu: Kitapta, "ZAMAN TASARRUF ŞİRKETİ" diye bir firma var.



Kaynak Yayınları,1994



12 Ağustos 2010

Görkemli Kaybedenler - Leonard Cohen

 Zaman çok, Kara Cüppe, kunduzlar tavşanlarla dost olana kadar konuşsak seninle, yine de günleri birbirine bağlayan ipi koparamayız."
Bir insanın doğasındaki en özgün şey genellikle en umutsuz olandır. Bu yüzden yeni sistemler yaşamın acısına katlanamayan kişilerce zorla yerleştirilir dünyaya.
L. Cohen ne kadar yanılabilir...


Her şey bir yana, umarız ki bir gün eve girdiğinizde "meşhur mavi yağmurluk"la karşılaşamazsınız.

Eğer böyle bir şeyle karşılaşırsanız, artık sizin de 'görkemli' bir hikayeniz var demektir. Bu durumda sakin olun ve aşağıdaki Kızılderili şarkısını mırıldanarak uzaklaşın...



Değiştim

Aynıyım

Değiştim

Aynıyım...


Altıkırkbeş Yayınları
Türkçe (Orijinal Dili: İngilizce); ISBN: 975-8467-02-6; 13.5 x 19.5 cm; 256 s.; İstanbul Nisan 2000

Bay Keuner'in Öyküleri - Bertold Brecht

Bay Keuner ve yeğeninin Çizimleri

Bay Keuner küçük kız yeğeninin çizimlerine bakmıştı. kız avluda uçmuş bir tavuğun resmini çzmişti. "Senin tavuğunun neden üç bacağı var ki?" diye sordu Bay Keuner. " Tavuklar uçmazlar ki. Bunun için benim de sıçrasınlar diye üçüncü bir bacağa gereksinmem var dı." dedi bayan küçük sanatçı.



"Çok sevindim soruyu sorduğuma." dedi Bay Keuner.



Bertold Brecht'in bu minik kitabı, küçük ama çarpıcı anektodlarla yaşama ve insana dair önemli fikirler sunuyor.

Biraz eski bir kitap, herhalde bulamazsınız. Denemek için:

Boyut Yayınevi, 1987.


7 Ağustos 2010

İskambil Kağıtlarının Esrarı - Jostein Gaarder

.
kart, elliiki haftaya eşittir. Bu da 364 gün eder. Sonra herbiri yirmisekiz günden onüç ay var, bu da  364 ediyor. İki hesapta da bir gün artıyor.
"Joker yani " dedim.


"Doğru yahu."


Uzun süre portakal ağaçlarına doğru baktı. Sonra sordu:
" Ya sen ne zaman doğdun, Hans Thomas?


"Ne söylemeye çalıştığını anlamamıştım. "29 Şubat 1972'de dedim.


"Peki nasıl bir gün bu?"

Birden uyandım duruma: Artık yılda doğmuştum tabii ki, yani büyük adanın takvimine göre, bir Joker gününde. Okurken nasıl da farketmemiştim bunu?


"Joker günü dedim"


"Aynen"
Jostein Gaarder, "Sofi'nin Dünyası"ndan önce yazdığı bu kitapta insanı ve dünyayı sorguluyor. İskambil kağıtlarının roman kahramanı olduğu bir kitap... İnsanın elliki kağıttan biri mi, yoksa joker mi olacağının seçimini yapmaya zorlayan bir kitap.... Pan Yayıncılık'tan

Düşsel Varlıklar Kitabı Jorge Luis Borges

"Haokah, Yıldırım Tanrısı
Dakota Siu'ları arasında, Haokah, rüzgarı sopa gibi kullanıp yıldırım davulunu çalardı. Boynuzlu kafası aynı zamanda bir avcı tanrı olduğunun göstergesiydi. Mutluyken ağlar, üzgünken gülerdi; sıcakta titrer, soğukta terlerdi."


17 Temmuz 2010

Fahrenheit 451 - Ray Bradbury


"Guy Montag işini seven bir itfaiyeciydi. On yıldır kitap yakıyordu. Gecenin bir yarısında yola çıkışlarını, alevlerin kitapları yutuşunu hiç sorgulamamıştı... Hiç sorgulamamıştı, insanların korkusuzca yaşadıkları bir geçmişi anlatan o 17 yaşındaki genç kızla karşılaşana dek... Montag'ın hayatındaki bütün yanlışlar doğrularla yer değiştirir o andan sonra... İşini, eşini, yaşayışını yeni bir gözle değerlendirir. Önünü alamadığı duyguları onu, asla tahmin edemeyeceği şeyler yapmaya iter.""....

15 Temmuz 2010

Blog işine nasıl bulaştım.

Bir zamanlar Sinameki diye bir e-magazine denememiz vardı, geçenlerde bu siteyi arşivimde bulunca,  bu sitenin kaybolmaması için yeniden yayınlamak için en uygun ortamın Blog olduğunu keşfettim.


Bakalım nasıl devam edecek...