27.Ocak.2012. kar yağışı yüzünden mecburen evden çalışmayı seçtim. Bir arkadaşımız aşağıdaki fotoğrafları içeren mail göndermiş, paylaşmak için bloguma koydum. Bizim kış boyunca kapanan yollarımızla onların yolları arasındaki
fark sadece davranış tarzımızdan kaynaklanıyor. Van Depremi sonraki davranışlarımızı da bir iki ay önce Japonya Depremi+Tsunami sonrasında onların davranışları ile karşılaştırınca (orada bir tane bile yağma olayı olmadı) insan üzülmeden edemiyor.
Japonya'daki dağlar deniz seviyesinden 300 metre yüksektedir.
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Obür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenden denize gireyim dedin
Kulaç attıkca sen
Patiska çarsaflar gibi yırtılıyor su ortadan
Ege Denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayım diyorsun
İçine çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda Sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım...
İbrahim Karamehmet'in Nil Nehri’nin kaynağı olan Viktorya Gölü ve Afrika’nın en yüksek dağı olan Klimanjaro çevresindeki Afrika ülkeleri Uganda, Ruanda, Kenya ve Tanzanya’yı kapsayan geniş bir coğrafyada gerçekleştirdiği fotoğraf çekimlerini içeren sergisini gezdik.
Tarih 7 Ocak 2012, TV de izlediğim Fetih 1453 filminin fragmanı, İstanbul'da yağmur ve karayel fırtınası, aynı gün Galatasaray'ın deplasmanda Samsunpor'a karşı 2-0 dan 2-4 ile maçtan galip çıkması, bir de Ferhan Şensoy'un "Kalemimin Sapını Gülle Donattım" adlı anı kitabını okumam herşeyi nasıl da birbirine bağladı:
Lafın geri kalanında birşey yazmaya gerek yok, aşağıda bu kitaptan yaptığım alıntı en saf haliyle asaleti çağrıştırıyor bana:
Mekteb-i Sultani - Gül Baba
Gök gürledi. Beyaz saçlı, uzun beyaz sakallı adam okuduğu kitaptan başını kaldırdı, kulübenin penceresinden dşarı baktı, tel çerçeveli gözllüğünü çıkardı, katlayıp okuduğu sayfaya koydu, kapattı kitabı, usul usul kalktı sedirden. Ocağa iki odun daha attı. Ayaz esiyordu, fırtına patlamak üzereydi. Pastırma yazını beklerken paldır küldür gelmişti İstanbul'a kış. Klübenin gıcırdayan kapısını açtı,
sarı ve kırmızı gül saksılarından bir ikisini içeri aldı.
Yaşıma göre oldukça fazla IT tecrübesi edindiğimi soyleyebilirim. IT sektöründe olan biten herşey doğru kararlar ya da yanlış kararlar ekseninde yürümüştur. Buna çeşitli ornekler bulup aşağıda belirtmeye çalışacağim.Xerox mouse- İlk mouse Xerox da gelistirildi ama ticari olarak kullanımında gecikildi. İlk başarı Apple dan geldi, yazılımlarına mouse'u ilk uyarlayan Apple oldu grafik arayüz ile "kişisel" ilk bilgisaayarı yaptı. Microsoft ise geç kalmasına rağmen doğru kararlar verip müşterilerini dinlemesi ile Windows işletim sistemini aşağıdaki resimdeki halinden şu anda kullandığınız hale getirdi.