Sayfalar

23 Nisan 2018

Tavla mı Satranç mı yoksa Go mu?

Hint imparatoru, bir satranç setini beraberinde bir mektup ile Pers imparatoruna hediye eder. Oyunla ilgili hiçbir açıklama yapmaz, ama mektupta kısa bir mesaj bulunmaktadır: 

Kim daha çok düşünüyor, biliyor, ileriyi görüyorsa O kazanır. İşte hayat budur…” 

Pers imparatoru en alim veziri olan Buzur Mehire bu mesajı okur.
Oyunu çözmesi ve başka bir oyun icat etmesini ister. Vezir haftalarca çalışır, satrancın mantığını çözer ve buna karşı yeni bir oyun olarak on günde tavlayı icat eder ve imparatora sunar. Pers imparatorluğunun baş veziri Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu hala dünyanın en popüler oyunlarından biridir.


Tavla tahtası bütün yılı temsilen tasarlanmıştır. 4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6şar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü, siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü, karşılıklı 12şer hane günün 24 saatini simgeler… 
Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun zamana böylesine direnmesi son derece etkileyici...

Tavla, oyuncunun karakterine, hayata bakışına göre atılan aynı zara  (şansa) karşı birçok hareket alternatifi sunar. (Tedbirli, riskli, atak vs.)

Hint imparatoruna satranca karşılık olmak üzere tasarlanan tavla oyunuyla birlikte gönderilmek üzere şöyle bir mesaj yazılır : “Evet, Kim daha çok düşünüyor, Kim daha iyi biliyor, Kim daha ileriyi görüyorsa O kazanır. AMA, KAZANMAK BIRAZ DA ŞANS GEREKTİRİR."  

GO
Go bir zerafet oyunudur. Uzakdoğu kültürünün diğer unsurlarında da rastlanabileceği gibi, iyi bir oyuncu oyununa bir sanat eseri olarak yaklaşır. Kötü bir hamle sadece kaybetmeye yol açacağı için değil, güzelliği, ahengi, yaratıyı, zihinsel akışı, ruhsal dinginliği bozacağı için kötüdür, beyaz bir kağıt üzerindeki siyah leke gibi batar bu hamle çünkü iyi düşünülmemiştir, benlik hırsa, kibire ya da korkaklığa kapılmıştır, olasılıklar silsilesinden oluşan evrene tek bir seçenek dayatılmıştır, ‘gerçeklikten uzaklaşılıp yanılsa içine girilmiştir.
Satranç ve tavladan farklı olarak GO, ayrıca bir bilgelik gerektirir. Bu yüzden, çok önceden çözülen yapay zeka algoritmaları ile insanın artık bilgisayarı yenemediği tavla ve satrancın aksine Google'ın DeepMind AlphaGo makinasına kadar GO oyununda insan bilgisayarı kolayca yeniyordu. AlphaGo'sunun başarısının kök nedeni "Machine Learning", yani bilgisayarın öğrenme eğrisinde kendi çizdiği yol. Bu yöntem bilgisayarı hem çok kısa sürede daha akıllı yapıyor, hem de ona bir çeşit bilgelik katıyor. Bu bilgelikle Go oyununda başarılı oluyor.
İşte, asıl bu biz insanlar için korkutucu olmalı, en azından bilinçli olanlar için...

AlphaGo belgeseli için: AlphaGo film   https://www.imdb.com/title/tt6700846/

Hiç yorum yok: