Sayfalar

1 Temmuz 2018

Ahbap ve Zen Ustası'ından alıntıdır.
(Jeff Bridges ve Bernie Glassman)

-BERNIE: Nazilerin toplama kamplarından sağ çıkmış pek çok kişi tanıdım. İçlerinden birkaç yıl önce hayatını kaybeden biri, beni özellikle etkilemiştir. Adı, Marian Kolodziej'di. Auschwitz'e ilk sevkedilenler arasında yer alan Katolik bir Polonyalıydı ve sonuna dek sağ kalmayı başardı. Numarası 432'ydi. Ne kadar zamandır orada olduğunu gösteren üç basamaklı bir sayı. Kampın büyük bölümün o ve ilk gelenler tarafından inşa edilmiştir.
    Bir gün, tek yemekleri olan ekmek ve çorbanın sırasında beklerken, yanında çorbasını almış olarak duran adama bir gardiyan çarptı.
Adamın elindeki çorba tabağı yere düştü. Diğerleri gibi açlıktan ölen, zayıf ve güçsüz bir Yahudiydi bu. Marian, çorbasını adamla paylaştı. Böylesi bir cömertliği hayal etmek, bizler için çok güç. Hep birlikte açlıktan ölmenin kıyısında yaşarken, sulandırılmış çorbanı bir başkasıyla paylaşmak... 
İnsanlar bir parça ekmek için birbirlerini öldürüyorlardı.
    Aradan bir süre geçtikten sonra, Polonyalıların direnişinde kaçmaya yardım etmek üzere kampın haritalarını çizerken yakalandı. İnfaz duvarında öldürülmesine karar verildi. 
Öte yandan, Naziler bürokratik işgüzarlıklarıyla da tanınırlar. İnfazların gerçekleştirilmeden önce, gerekli belgelerin eksiksiz biçimde kaşelenip imzalanması gerekiyordu. Sonra ortaya çıktı ki, Marian'ın çorbasını paylaştığı Yahudi, meğer söz konusuydu ofiste dosya memuruymuş. Marian'ın infaz kararını imzada beklediğini görünce, evrakı sümenaltı etmiş ve evrak yeniden geldikçe bunu yapmayı sürdürmüş. En sonunda başka birinin ölüm kaydını bulmuş da evrakları değiştirip, Marian'ın ölmüş adamın ismini almasını ve infazdan kurtulmasını sağlamış. Marian Kolodziej, o ölmüş adamın ismidir ve bizim Marian, Auschwitz'den çıktıktan sonra sonra da onun adını kullanmaya devam etmiştir. Daha sonra, aslında kendisinin de orada öldüğünü ve kamptan sağ çıkan tek kişinin Marian Kolodziej olduğunu söylemiştir. 
   Savaş sona erdikten sonra Polonya'nın önde gelen tiyatro seti tasarımcılarından biri oldu. Elli yıl boyunca, hiç kimseye Auschwitz'de kaldığından bahsetmedi.
Belgesel için:


Hiç yorum yok: